Hayatın her alanında olduğu gibi duygusal ilişkilerde de kendine güvenen, soğukkanlı, kontrollü, açık fikirli, anlayışlı, rahat ve modern bir kadın hayal edin. Yaşadığı toplumun tabularını aşmayı başarmış, yerli yersiz kıskançlık krizi yaşamayan, dostlarını seçerken kadın-erkek ayrımı yapmayan ve sevgilisinden de yapmasını beklemeyen... Peki böyle bir kadın nerede tekler? Egosu ne zaman kırılır, kendine güveni hangi noktada sarsılma tehlikesi geçirir? Cevabı basit! Elbette yatak odasında!
Seks; kendimizi manevi açıdan savunmasız ve çırılçıplak bulduğumuz, hassas bir deneyimdir. Dolayısıyla bu deneyimi yaşarken bir takım tehditlerin varlığını çok daha yoğun bir şekilde hissederiz. Söz konusu tehditlerin başındaysa eski sevgiliyle karşılaştırılma ihtimali yer alır hep. İtiraf edelim! Biz kadınlar birlikte olduğumuz erkeğin cinsel ve duygusal geçmişini merak etmeden duramıyoruz. Sık sık bu konuda sorular sormak ya da dolambaçlı yoldan ufak tefek bilgi kırıntılarına ulaşmaya çalışmak doğamızda var. Bu küçük ve zararsız dedektiflik oyunu, bu masum merak, ne yazık ki bazı ilişkilerde büyüyüp bir canavara dönüşebiliyor.
Sevgilimize bizden önce hangi ellerin dokunduğunu öğrenmeye çalışmak, mazoşist yanımız aslında. Bir yanımız partnerimizin elbette daha önce başka kadınlarla da seviştiğini kabul ederken, bir yanımız da onu sadece bize âşık bir erkek olarak görmek istiyor. Oysa duygusal açıdan istediğimiz kadar reddedelim, mantığımızla biliyoruz ki eski sevgili onun hayatının ve kişiliğinin ayrılmaz bir parçası; bize geldiği ve bizim de çok hoşlandığımız halinin ortaya çıkmasında payı olan kadın! Ancak hepsi bu kadarla kalmalı!
Eğer kalbindeki ve aklındaki tek kadın olmaya kararlıysanız, oyunu kurallarına göre oynamaya hazır olun. İşte kurallar...
*Vücudunuzdan şikâyet etmeyin, geçmişi kurcalamayın ve daima yaratıcı olun. Bu üçlü bir iksirdir.
CİNSEL GEÇMİŞİNİ KURCALAMAKTAN VAZGEÇİN!
Biz kadınlar, az önce sözünü ettiğimiz merakı tatmin etmek için sevgilimize eski sevgilisi ile olan cinsel hayatı, o zamanki duyguları, yatakta iyi olup olmadığı gibi tehlikeli konularda sorular sorarken aslında ateşle oynadığımızın farkında dahi değiliz. Oysa sağlıklı bir ilişkinin temeli geçmişi kurcalamaktan çok bugünü yaşamaktan geçiyor. Eski sevgilisiyle yaşadıklarını gündeme taşıyarak, kısacası ona geçmişi hatırlatarak sadece kendi kuyumuzu kazmış oluyoruz. Özetle eski sevgilinin varlığını önce bizler unutmalıyız. Zira o artık bizimle!
Şu anda arzulanan tarafız, uyandığında bizi görmek istiyor, sosyal hayatını bizimle paylaşıyor. Bu yüzden günü yakalamayı ve güzel anları çoğaltmayı öğrenmeliyiz. 'Dün ne oldu? Yarın ne olacak?' tarzındaki takıntılı düşüncelerle kendimizi ve birlikte olduğumuz erkeği bunaltmak yerine, aramızdaki yoğun cinsel çekimin değerini bilmeli ve bu çekimi, ilişkimizi sağlam kılmaya yönelik çok özel bir paylaşım olarak görmeliyiz.
|