Peki, cinsel arzunun yokluğu neden kaynaklanır?
Aseksüel gruplar vardır. Onlar aseksüalitenin felsefi bir tercih olduğunu ileri sürerler. Oysa arzularımız felsefi tercihlerimize göre değil, yetişme koşullarımıza göre belirlenir. Sonradan arzularımıza uygun felsefi, ideolojik fikirler geliştiririz.
Nedenlerine gelince, çok farklı nedenler cinsel arzuların baskılanmasına ve hissedilmemesine yol açabilir. İnsanlar çeşitli arzularını baskılarlar, her hangi bir şeyin baskılanması kendi başına patolojik bir durum değildir. Bastırma en yaygın ve en temel savunma mekanizmasıdır. Yani kişinin çeşitli nedenlerle kabul etmek istemediği bir arzu söz konusudur.
Cinsel arzunun tamamen baskılanması hangi durumlarda söz konusu olabilir?
Söylendiği gibi çok farklı nedenler olabilir. Ancak bu nedenler en yaygın nedenler olsa da herkesi içermez. Çok özel, şahsi nedenler her durum için geçerli olduğu gibi aseksüeller için de geçerlidir. Ancak sıklıkla rastlanan nedenleri şöyle sıralayabiliriz.
a) Eşcinsellik: Bazen kişi gerçekte eşcinsel arzulara sahiptir ancak eşcinsel arzularını homofobisi dolayısıyla o denli kabul edilemez bulabilir ki, tümden cinselliği reddeder.
b) Ödipal çatışmalar: Bazı insanlar yaşamlarının 3-5 yaşları arasında ebeveynlerine ya da aile üyelerine cinsel arzuları da içeren bir aşk duyabilirler. Ancak daha sonra ensest yasağının kavranması, kastrasyon anksiyetesi (cinsel kimlik karmaşası) ve son olarak da süper egonun gelişmesiyle bu aşk sonlanır. Bazı kişilerde bu dönemde yaşanan sorunlar nedeniyle bu aşk bilinç dışında devam eder ve her türden cinsel ilgi yoğun suçluluk duygularına yol açarak cinsel arzuların bastırılmasına neden olur. Bu kişiler başkalarını yüceltebilir, âşık olabilir ama âşık oldukları kişilere cinsel arzu duyamazlar.
c) Bağlanma sorunları: Yaşamın ilk yıllarında anneleriyle güvenli bağlar kurma olanağı bulamayan insanlar daha sonraki yıllarda bir insanla yakınlık kurmak, bağlanmak ve cinsel bir aşk yaşamak konusunda zorluklar yaşarlar. Annelerinden ayrı büyütülen başta maymunlar olmak üzere çeşitli hayvan türlerinde de cinsel ilginin ve ilişki çabasının olmadığı gösterilmiştir.
d) Takıntılı (obsesif) kişilikler: Bazı obsesif karakterler hijyen, temizlik, konularında o denli hassastırlardır ki başka bir kişi ile öpüşmek, tensel temasta bulunmak veya vücut sıvılarının karışmasından rahatsız olurlar ve cinsel yakınlık ve ilişki istemezler. Cinsel yakınlığın yarattığı tedirginlik arzu duymalarına engel olur. Cinsel yakınlık gerektirmeyen yakınlıklar, arkadaşlıklar kurabilir ancak cinsel ilişkiden kaçınırlar.
|