|
|
|
|
Bakımlı Kadınların Sitesi - Yaşlanmayı durdurmakla kalmayın; gençleşin-III
|
|
|
 |
Yaşlanmayı durdurmakla kalmayın; gençleşin! |
Estetik dünyasında geliştirilen teknikler, mümkün olan en az müdahaleyle, tepeden tırnağa, neredeyse 8 yaş gençleşmenize imkan tanıyor. Üstelik, bazen küçük kesiler, bazen de hiçbir kesi olmadan gerçekleştirilen bu yöntemler bir hafta gibi kısa sürede günlük hayatınıza dönmenizi de sağlayabiliyor. |
|
|

TREND 2: ENDOSKOPİK YÜZ CERRAHİSİ
3 boyutlu endoskopik yüz cerrahisi ne zaman öneriliyor?
İlerleyen yaşla birlikte, başta yanaklar olmak üzere yüzdeki tüm dokular aşağıya doğru sarkmaya başlıyor. Bunun sonucunda da üçgen şeklindeki yüz, kareyi andıran bir görünüme bürünüyor. Bugün oldukça rağbet gören 3 boyutlu endoskopik cerrahi yöntemiyle yüzdeki sarkmış olan tüm dokular yukarı kaldırılarak, yüzün tekrar gençlik yıllarındaki haline kavuşması sağlanabiliyor. Sadece deriye değil, yüzdeki tüm anatomik oluşumlara müdahale edildiği için de mimikler kaybolmuyor. Bu yöntemle, gençlerdeki doğuştan gelen, aşağıya doğru sarkık kaş ve gözler gibi çeşitli sorunlar da giderilebiliyor.
Operasyon nasıl yapılıyor?
Operasyon sıklıkla genel anestezi altında, saçlı derinin arasından ve ağzın içinden yapılan 1.5 santimlik kesilerle gerçekleştiriliyor. Bu kesilerin içine kalemden daha ince kanüllerle giriliyor, ardından yüzdeki dokular askılarla yukarı ve hafifçe yanlara doğru asılarak sabitleştiriliyor. Operasyonun süresi, müdahale edilmesi gereken bölgenin genişliğine göre 2 saatten 7 saate kadar değişebiliyor. Ertesi günü taburcu olunabiliyor, bir hafta sonra da işe dönülebiliyor. Endoskopik cerrahi, yağ hücresi ile kombine edildiğinde 8 yıllık bir gençleşme sağlayabiliyor.
Son yıllarda tüm dünyayı heyecanlandıran doku mühendisliği, bu yöntemlere nasıl bir katkı sağlıyor?
Doku mühendisliğinin en umut verici alanlarından bir tanesi kırışıklar. Örneğin, kırışıklık tedavisinde, mühendisler tarafından üretilen ve eriyebilen yapı iskeleleri kullanılıyor. Önce kırışık bölgenin deri altına, jel veya kişinin kendi kanından elde edilen doku yapıştırıcısı verilerek, bir iskele oluşturuluyor. Ardından çevredeki hücreler bu iskeleyi dolduruyor ve kırışıkların olduğu bölgedeyeni bir doku oluşuyor. Bu da doğru yere, doğru işlemin yapılmasını sağlıyor, böylelikle ciltte çöküntü oluşması gibi çeşitli komplikasyonların önüne geçiliyor ve daha başarılı sonuçlar elde edilebiliyor.
Sıkça başvurulan tekniklerden biri de askı yöntemi. Bu teknik diğer yöntemler kadar etkili mi?
Askı yöntemi, yaygın inanışın aksine, yüz gençleştirmede mucizevi sonuçlar doğurmuyor. Yöntem, aşırı sarkma nedeniyle deri fazlalığı olan durumlarda tek başına önerilmiyor, çünkü yüzdeki dokular belirli noktalardan asıldığında ortaya yapay bir görüntü çıkabiliyor. Askılama yöntemi, kalın ve gözenekli derilerde de umulan yararı sağlamıyor. Bunun aksine endoskopik cerrahi ile birlikte uygulandığında ise hem işlemi destekliyor, hem de daha doğal bir sonuç alınmasına katkıda bulunuyor. Ayrıca ifade edildiği gibi askılama tekniği yapıldıktan sonra aynı gün sosyal hayata dönülmesi de mümkün değil. Çünkü bu işlem sonrasında oluşan morluklar veya şişliklerin iyileşmesi için gereken süre 3 gün, hatta bir haftaya ulaşabiliyor. Yöntemin etki süresi ise askıların çeşidine göre değişmekle birlikte ortalama bir buçuk yılla sınırlı kalıyor.
|

 |
|
|
|
|
|
|
|